Sitemizde, siz misafirlerimize daha iyi bir web sitesi deneyimi sunabilmek için çerez kullanılmaktadır.
Ziyaretinize varsayılan ayarlar ile devam ederek çerez politikamız doğrultusunda çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz.
X

Madde 346

I. Koruma önlemleri

C. Çocuğun korunması

I. Koruma önlemleri

 Madde 346 - Çocuğun menfaati ve gelişmesi tehlikeye düştüğü takdirde, ana ve baba duruma çare bulamaz veya buna güçleri yetmezse hâkim, çocuğun korunması için uygun önlemleri alır.

I-) Yargı Kararları:

1-) YHGK, T: 14.07.2010, E: 2010/2-356, K: 2010/389:

“… annenin velayet görevini kullanmasının şu aşamada sakıncalı olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile anne üzerindeki velayetin kaldırılmasına ve belirlenen ruhsal durumu nedeniyle bu aşamada şahsi ilişki tesisine yer olmadığına, çocuğun babası Hikmet D.’nin velayeti altında bırakılmasına dair verilen karar, özel Dairece yukarıda yazılı gerekçe ile bozulmuş, yerel mahkeme çocuğun korunmasına ilişkin önlemlerin alınabilmesi için mahkemece kendiliğinden de harekete geçilebileceği gerekçesi ile önceki kararında direnmiştir.

Velayetin kaldırılması Tük Medeni Kanunun 346. maddesinde düzenlenen koruma önlemlerinden biri olmayıp ayrıca dava konusu yapılması gerekir.

Velayetin kaldırılmasına karar verilebilmesi için ya usulüne uygun harcı yatırılarak ya da kamu tarafından ihbar üzerine açılan bir dava olmalıdır.

Her ne kadar somut olayda tedbir yoluyla koruma istenmiş ise de süresi içerisinde dava açılmadığından bu kararın bir hükmü kalmamıştır. Kaldı ki verilen tedbir kararı velayetin kaldırılması ile ilgili olmayıp çocukla annenin şahsi ilişkisinin engellenmesine yöneliktir.

Elde velayetin kaldırılması için ne usulüne uygun açılmış bir dava ne de kamu tarafından yapılan bir talep vardır.

Velayetin kaldırılması, çocukla şahsi ilişkinin engellenmesinden daha ağır ve ileriye yönelik sonuçları olan, yasada özel koşullara bağlanmış bir dava türüdür. Dava açılmaksızın, tedbir cümlesinden olmak üzere karara bağlanması olanaklı değildir.

Velayet konusunun kamu düzenine ilişkin olduğu hususunda bir kuşku bulunmamaktadır.

Ne var ki bu durum hakimin olaya resen el koyabileceği anlamında değil usulüne uygun olarak açılmış davalardaki usuli işlemlerin yapılması anlamında kabul edilmelidir.

O halde, ortada usulüne uygun olarak açılmış velayetin kaldırılması davası bulunmadığından, annenin velayet hakkının tamamen ortadan kaldırılması sonucunu doğuracak şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. …”

2-) Y. 2. HD, T: 09.05.2005, E: 2005/4976, K: 2005/7463:

“… Yerel mahkeme; okul müdürlüğünün başvurusu üzerine 1993 doğumlu Turan Aytar’ ın 2828 sayılı yasa uyarınca korunma altına alınmasına 24.01.2005 tarihinde hasımsız olarak karar vermiştir.

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunun temyiz isteği mahkemece taraf sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle 24.02.2005 tarihinde reddedilmiş, süresinde bu karar da kurum tarafından temyiz edilmekle dosya dairemize gönderilmiştir.

1-Koruma kararı sonucu yükümlülük altına girmesi nedeniyle temyizde hukuki yararı bulunduğundan; mahkemenin 24.02.2005 tarihli temyiz isteminin reddine yönelik kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

Mahkemenin 24.01.2005 tarihli koruma kararının esasına yönelik temyiz incelemesine gelince;

2-Çocuk hakkında koruma kararı verilmesi, koruma kararının kaldırılması istekleri; çocuğun haklarına yönelik olduğu gibi, getirdiği yükümlülükler ve doğurduğu sonuçlar bakımından Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunu da ilgilendiren davalardandır. Çocuğun yasal temsilcisi (veli veya vasi) ve Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna davanın yöneltilmesi, onların huzurunda isteğin incelenip karara bağlanması gerekirken hasımsız olarak evrak üzerinden yazılı olduğu şekilde koruma kararı verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. …”

3-) Y. 2. HD, T: 11.03.2004, E: 2004/2044, K: 2004/3071:

“… 2828 Sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununun 3. maddesi korunmaya muhtaç çocukları tanımlamıştır. Sosyal Hizmet Uzmanı tarafından 17.11.2003 tarihinde düzenlenen sosyal inceleme raporunda; küçük Mahmut B’ ın nüfus kaydına göre anne ve babasının sağ olduğu, babası olan davacının Mardin Bayındırlık ve İskan Müdürlüğünde çalıştığı, almış olduğu ücretin ailenin geçim, barınma ve sosyal ihtiyaçlarını sağlayabilecek düzeyde olduğu, hatta gelirine göre yaşam standardının Türkiye standartlarının üzerinde bulunduğunu belirtmiştir.

Küçük Mahmut B.’ın 2828 Sayılı Yasanın 3. maddesinde tanımlanan korunmaya muhtaç çocuklardan olmadığı halde Türk Medeni Kanununun 346 ve 347. maddesi gerekçe gösterilerek yazılı şekilde koruma altına alınmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. ...”

II-) Türk Kanunu Medenîsi:

C HÂKİMİN MÜDAHALESİ

I. Himaye tedbirleri

Madde 272

Ana ve baba, vazifelerini ifa etmedikleri takdirde hâkim, çocuğun himayesi için muktazi tedbirleri ittihaz ile mükelleftir.

III-) Madde Gerekçesi:

Yürürlükteki Kanunun 272 nci maddesini karşılayan bu madde, 1984 tarihli Öntasarının 263 üncü maddesinden bazı ufak ifade değişiklikleri yapılmak suretiyle alınmıştır. Yürürlükteki metinde yer alan ana ve babanın “vazifelerini ifa etmemeleri” koşulu dar görülmüş ve çocuğun menfaati ve gelişmesinin tehlikeye düşmesi, ana ve babanın bu duruma çare bulamamaları veya buna güçlerinin yetmemesi hâlini de kapsayacak şekilde daha geniş bir ifade şekli tercih edilmiştir.

IV-) Kaynak İsviçre Medenî Kanunu:

1-) ZGB:

C. Kindesschutz

I. Geeignete Massnahmen

Art. 307

1 Ist das Wohl des Kindes gefährdet und sorgen die Eltern nicht von sich aus für Abhilfe oder sind sie dazu ausserstande, so trifft die Vormundschaftsbehörde die geeigneten Massnahmen zum Schutz des Kindes.

2 Die Vormundschaftsbehörde ist dazu auch gegenüber Kindern verpflichtet, die bei Pflegeeltern untergebracht sind oder sonst ausserhalb der häuslichen Gemeinschaft der Eltern leben.

3 Sie kann insbesondere die Eltern, die Pflegeeltern oder das Kind ermahnen, ihnen bestimmte Weisungen für die Pflege, Erziehung oder Ausbildung erteilen und eine geeignete Person oder Stelle bestimmen, der Einblick und Auskunft zu geben ist.

2-) CCS:

C. Protection de l’enfant

I. Mesures protectrices

Art. 307

1 L’autorité tutélaire prend les mesures nécessaires pour protéger l’enfant si son développement est menacé et que les père et mère n’y remédient pas d’eux-mêmes ou soient hors d’état de le faire.

2 Elle y est également tenue dans les mêmes circonstances à l’égard des enfants placés chez des parents nourriciers ou vivant, dans d’autres cas, hors de la communauté familiale de leur père et mère.

3 Elle peut, en particulier, rappeler les père et mère, les parents nourriciers ou l’enfant à leurs devoirs, donner des indications ou instructions relatives au soin, à l’éducation et à la formation de l’enfant, et désigner une personne ou un office qualifiés qui aura un droit de regard et d’information.

 

Not: Türk Medenî Kanunu’nun 346. maddesi, İsviçre Medenî Kanunu’nun 307. maddesinin 1. fıkrasına tekabül etmektedir.

V-) Yararlanılabilecek Monografiler:

Gülçin Elçin Grassinger; Türk Medeni Kanununda Yer Alan Velayet Hükümleri Kapsamında Küçüğün Kişi Varlığının Korunması İçin Alınacak Tedbirler, İstanbul, 2009.

 


Copyright © 2017 - 2024 Prof. Dr. İlhan Helvacı. Tüm hakları saklıdır.
X