III. Bazı malların özgülenmesi veya satılması
III. Bazı malların özgülenmesi veya satılması
Madde 651 - Değerinde önemli azalma olmadan bölünemeyen tereke malı, bütün olarak mirasçılardan birine özgülenir.
Mirasçılar bir tereke malının bölünmesi veya özgülenmesi konusunda anlaşamazlarsa, o mal satılır ve bedeli bölüştürülür.
Mirasçılardan biri istemde bulunursa satış artırma yoluyla yapılır. Mirasçılar artırmanın şekli konusunda anlaşamazlarsa sulh hâkimi, artırmanın mirasçılar arasında veya herkese açık yapılmasına karar verir.
I-) NOT:
Hassa Sulh Hukuk Mahkemesi, bakmakta olduğu ortaklığın giderilmesi davasında, maddenin ikinci fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varmış ve iptali için başvurmuştur. Ancak, Anayasa Mahkemesi, T: 16.01.2025, E: 2024/102, K: 2025/18 sayılı kararıyla, maddenin ikinci fıkrasının Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine karar vermiştir (RG. 14.03.2025; S. 32841). Karar için bkz. II,1.
II-) Yargı Kararları:
1-) AYM, T: 16.01.2025, E: 2024/102, K: 2025/18:
“… B. İtirazın Gerekçesi
9. Başvuru kararında özetle; itiraz konusu kuralda terekedeki taşınmaz üzerinde muhdesat bulunması durumunda uygulanacak bir düzenlemeye yer verilmediği, bu husustaki boşluğun içtihatla doldurulmaya çalışıldığı ancak gelişen şartların da etkisiyle mevcut yasal boşluğun hakkaniyetle bağdaşmayan durumların ortaya çıkmasına neden olduğu belirtilerek kuralın Anayasa’nın 13. ve 35. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
C. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
… 20. Kanun’un 646. maddesinin birinci fıkrasında yasal mirasçıların gerek kendi aralarında gerek atanmış mirasçılarla birlikte mirası aynı kurallara göre paylaşacakları, ikinci fıkrasında aksine düzenleme olmadıkça mirasçıların paylaşmanın nasıl yapılacağını serbestçe kararlaştıracakları hükme bağlanmıştır.
21. 647. maddede miras bırakanın ölüme bağlı tasarrufuyla paylaşmanın nasıl yapılacağı ve payların nasıl oluşturulacağı hakkında hükümler koyabileceği, ikinci fıkrasında ise bu hükümlerin miras bırakan tarafından kastedilmemiş olan bir eşitsizlik hâlinde payların denkleştirilmesi imkânı saklı kalmak şartıyla mirasçılar için bağlayıcı olduğu öngörülmüştür.
22. Buna göre miras bırakanın belirlediği bir hüküm bulunmaması hâlinde mirasın ne şekilde paylaşılacağının mirasçılar tarafından serbestçe kararlaştırılmasına imkân tanındığı anlaşılmaktadır.
23. Bununla birlikte mirasçıların mirasın paylaşılması konusunda anlaşamamaları da mümkündür. Dolayısıyla mirasın paylaşılması konusunda mirasçılara tanınan özgürlüğün miras hakkından yararlanılmasına ilişkin tek başına yeterli güvence sağladığı söylenemez.
24. Bu itibarla mirasçılar arasında mirasın paylaşılmasına ilişkin anlaşmanın sağlanamaması durumunda uygulanacak düzenlemelerin öngörülmesi miras hakkına ilişkin devletin pozitif yükümlülükleri kapsamında kalmaktadır.
25. Kanun’un 642. maddesinin birinci fıkrasında mirasçılardan her birinin sözleşme veya kanun gereğince ortaklığı sürdürmekle yükümlü olmadığı sürece her zaman mirasın paylaşılmasını isteyebileceği, ikinci fıkrasında her mirasçının terekedeki belirli malların aynen, olanak yoksa satış yoluyla paylaştırılmasına karar verilmesini sulh mahkemesinden talep edebileceği, bu durumda hâkimin terekenin tamamını ve terekedeki malların her birini göz önünde bulundurmak suretiyle mümkün ise taşınmazlardan her birinin tamamının bir mirasçıya verilmesi suretiyle paylaştırmayı yapacağı, mirasçılara verilen taşınmazların değerleri arasındaki farkın para ödenmesi yoluyla giderilerek miras payları arasında denkleştirmenin sağlanacağı öngörülmüştür.
26. Anılan maddenin ikinci fıkrasının gerekçesinde mirasçılardan her birine tereke mallarının tamamının ya da bir kısmının paylaşılmasını talep etme imkânının tanındığı, dolayısıyla paylaşmanın kısmen dahi yapılabilmesinin mümkün kılındığı, bu tür bir talep karşısında öncelikle aynen paylaşmanın esas alınacağı, bunun mümkün olmaması durumunda ise paylaşmanın satış yoluyla gerçekleştirileceği ifade edilmiştir.
27. Mirasın paylaşılmasında payların belirlenmesi ise 650. maddede düzenlenmiştir. Söz konusu maddenin birinci fıkrasında mirasçıların tereke mallarından mirasçı veya ortak kök sayısınca pay oluşturacakları, anlaşmanın sağlanamaması durumunda mirasçılardan her birinin payların oluşturulmasını sulh mahkemesinden isteyebileceği, payların oluşturulmasında hâkimin yerel âdetleri, mirasçıların kişisel durumlarını ve çoğunluğun arzusunu göz önünde bulunduracağı, üçüncü fıkrasında payların özgülenmesinin mirasçıların anlaşması çerçevesinde yapılacağı, bunun mümkün olmaması durumunda ise kura çekileceği hükme bağlanmıştır.
28. Dolayısıyla miras paylarının oluşturulmasında mirasçıların iradesine öncelik tanındığı, mirasçıların anlaşamamaları durumunda ise payların oluşturulmasında hâkimin dikkate alacağı hususların düzenlendiği, ayrıca payların özgülenmesi konusunda mirasçılar arasında uyuşmazlık çıkması hâlinde uygulanacak makul bir yöntemin belirlendiği görülmektedir.
29. Mirasın aynen paylaşılması kapsamında belirli malların bölünmesi durumunda değerinde önemli ölçüde azalmanın meydana gelmesi mümkündür. Bu bağlamda 651. maddenin birinci fıkrasında değerinde önemli azalma olmadan bölünemeyen tereke malının bütün olarak mirasçılardan birine özgüleneceği öngörülmek suretiyle malın değerinin korunması amaçlanmıştır.
30. Öte yandan belirli bir malın bölünmesi veya mirasçılardan birine özgülenmesi konusunda da mirasçılar arasında uyuşmazlık çıkabileceği göz önünde bulundurulmak suretiyle kuralla mirasçıların bir tereke malının bölünmesi veya özgülenmesi konusunda anlaşamamaları durumunda o malın satılması ve bedelinin bölüştürülmesi öngörülmüştür.
31. Buna göre tereke malının bölünmesi veya özgülenmesi konusunda mirasçıların anlaşmaları durumunda mirasçıların iradelerine öncelik tanınacaktır. Anlaşmanın sağlanamaması durumunda ise mirasçıların miras hakkından yararlanabilmeleri için kural gereğince mal satılacak ve malın bedeli bölüştürülecektir.
32. Bu bakımdan kuralın miras hakkından yararlanmayı engelleyen bir durumun ortadan kaldırılmasını sağlamak amacıyla öngörüldüğü anlaşılmaktadır. Dolayısıyla kural uyarınca tereke malının satılıp bedelinin bölüştürülmesi miras hakkına ilişkin devletin yükümlülüklerinin bir görünümüdür.
33. Anılan maddenin üçüncü fıkrasında mirasçılardan birinin talep etmesi hâlinde satışın artırma yoluyla yapılacağı, mirasçıların artırmanın şekli konusunda anlaşamamaları durumunda ise sulh hâkiminin artırmanın mirasçılar arasında veya herkese açık olarak yapılmasına karar vereceği hükme bağlanmıştır.
34. Kanun’un 4. maddesinde kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde bulundurmayı emrettiği konularda hâkimin hukuka ve hakkaniyete göre karar vereceği düzenlenmiştir. Bu bağlamda hâkim tarafından mirasçıların menfaatleriyle bağdaşmayan bir satış yönteminin veya artırma usulünün belirlenmesinin mümkün olduğu savunulamaz.
35. Başvuru kararında; kuralda taşınmaz üzerinde muhdesat bulunması durumunda uygulanacak bir düzenlemeye yer verilmediği, içtihat uyarınca yargılama aşamasında belirlenen arz-muhdesat oranının ise satış aşamasında değişebildiği ve bu durumun mülkiyet hakkını zedelediği ileri sürülmüş ise de anılan hususlar uygulamaya ilişkin olduğundan anayasallık denetiminin konusu dışında kalmaktadır.
36. Bu itibarla tereke malının bölünmesi veya özgülenmesi konusunda mirasçılar arasında ortaya çıkan anlaşmazlığı makul bir yöntemle çözüme kavuşturmayı amaçladığı anlaşılan, ayrıca bu malın mirasçıların menfaatleriyle bağdaşmayacak ve değerinin altında satılmasına neden olacak bir yönü bulunmayan kuralın miras hakkına ilişkin devletin pozitif yükümlülükleriyle çelişmediği sonucuna ulaşılmıştır.
37. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 5. ve 35. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir.
Kuralın Anayasa’nın 13. maddesiyle ilgisi görülmemiştir.
IV. HÜKÜM
22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 651. maddesinin ikinci fıkrasının Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE 16/1/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.” (RG. 14.03.2025; S. 32841).
III-) Türk Kanunu Medenîsi:
III. Bazı tereke mallarının tahsisi veya satılması
Madde 591
Kıymetlerine ehemmiyetli bir noksan ârız olmaksızın taksimi kabil olmıyan mal, mirasçılardan birine tahsis olunur. Taksim veya tahsisinde mirasçıların uyuşamadıkları mallar satılıp bedeli taksim edilir. Mirasçılar ittifak edemezlerse sulh hâkimi müzayedenin umumi olmasına veya mirasçıların arasında icrasına karar verir.
IV-) Madde Gerekçesi:
Yürürlükteki Kanunun 591 inci maddesini karşılamaktadır.
Yürürlükteki metinde bulunmayan fakat kaynak İsviçre Medenî Kanununun 612 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan hükme uygun olarak maddenin üçüncü fıkrasında da satışın mirasçılardan birinin istemi üzerine artırma yoluyla yapılacağı öngörülmüştür. Böylece mirasçılardan hiç birinin artırma yoluyla satış isteminde bulunmaması hâlinde satışın artırma yoluna gidilmeksizin de gerçekleştirilebileceği açıklanmış olmaktadır.
V-) Kaynak İsviçre Medenî Kanunu:
1-) ZGB:
III. Zuweisung und Verkauf einzelner Sachen
Art. 612
1 Eine Erbschaftssache, die durch Teilung an ihrem Werte wesentlich verlieren würde, soll einem der Erben ungeteilt zugewiesen werden.
2 Können die Erben sich über die Teilung oder Zuweisung einer Sache nicht einigen, so ist die Sache zu verkaufen und der Erlös zu teilen.
3 Auf Verlangen eines Erben hat der Verkauf auf dem Wege der Versteigerung stattzufinden, wobei, wenn die Erben sich nicht einigen, die zuständige Behörde entscheidet, ob die Versteigerung öffentlich oder nur unter den Erben stattfinden soll.
2-) CCS:
III. Attribution et vente de certains biens héréditaires
Art. 612
1 Les biens de la succession qui ne peuvent être partagés sans subir une diminution notable de leur valeur sont attribués à l’un des héritiers.
2 Les biens sur le partage ou l’attribution desquels les héritiers ne peuvent s’entendre sont vendus et le prix en est réparti.
3 La vente se fait aux enchères, si l’un des héritiers le demande; en pareil cas, faute par ces derniers de s’entendre, l’autorité compétente ordonne que les enchères seront publiques ou qu’elles n’auront lieu qu’entre héritiers.